11 Aralık 2016 Pazar

HADİ KALK ARTIK N'OLUR

Her  yer gecenin sessizliğine bürünmüş . Koca şehir suskun bu gece . Şehri inleten tek bir şey var gözyaşları ve karmaşık çığlıklar ... Durmadan sevdiğini arıyor insanlar . Oradan oraya koşuşturuyorlar . Telefonlar çalınca herkesin yüreği ağzına geliyor . 


Ben ise elimde geçen hafta doğum günümde aldığın ayıcığım ile seni arıyorum .

Her yer ateşlerle kaplı , dumanlar zehirliyor nefesimi , gözlerimi yaşartıyor .

Her yer acı , gözyaşı , şehit kanı ...

Baba , ben geldim ,hadi uyan ! Üşüyorum , korkuyorum baba . Yerler neden senin kanın ?

Baba ayıcığım ile dizlerim kırmızı oldu , kalk yerden hasta olacaksın . Ben yere yatınca hasta olurum diye kızardın şimdi sen yatıyorsun . Hadi baba eve gidelim . Ellerin soğuyor , rengin gidiyor , gözlerimin önünde soluyorsun babam , biricik kahramanım ... KALK!..

Annem ile ben ne yapacağız sensiz ? Bizi neden hatıralarınla bırakıyorsun baba ? Şimdi şu yerde yatıyorsun ya sen korkma diye ayıcığımı yanına bırakıyorum babacığım . Karanlıkta korkma diye o seni korur . Bana verirken ''Bu ayıcık seni karanlıktan koruyacak meleğim hiç korkma ." demiştin . Madem sen kalkmıyorsun o zaman bu karanlıkta seni korusun .

Kasklarınız neden yerde ? Yollar neden kırmızı ? Teyzeler , amcalar , nineler , dedelerin gözleri neden yaşlı ? Susma baba hadi konuş benimle , aç gözleri n'olur .

Gözlerimin önünde seni içine koydukları kutunun üzerine bayrağı örtmüşler , polis amcalar da bekliyorlar . Nereye götürüyorlar baba? Kalbimin üzerine resmini takmışlar bu ne demek baba ?

Gitme babacığım , bırakma beni n'olur ...

Uyan babacığım , aç gözlerini...

Hadi kalk artık , n'olur ...




















1 Aralık 2016 Perşembe

İLAYDA'MA

 

29.11.2016 saat 07.10 bir kalp sancısıyla açtım gözümü garip bir sabaha ne sen varsın ne de güneş. Etraf sus pus , kasvetli bir hava neredesin güzel gülüşlüm , ay parçam ... Bu soğukta neredesin?...

Feryat figan seni arıyorum , sen yoksun . Neredesin İlayda'm duyuyorsan seslen bize , gelelim yanına birlikte kahkahalara boğulalım . Biz kahkaha attıkça açılsın güneş , saçsın tüm ışığını dünyaya , çiçekler tütsün senli sokaklarda.

Şimdi neredesin İlayda'm? Neredesin inci tanem , meleğim , neredesin ?

Güneş neden doğmuyor , bulutlar neden üzgün , yağmur neden sağanak yağıyor İlayda'm ?

Hayallerimiz vardı bizim yüzün gibi güzel , gülüşün gibi içimizi ısıtan , saçların gibi uzun , ince ince dokuduğumuz , çantan gibi toz pembe ama bizim hayallerimiz vardı.

Şimdi aldılar seni benden . Ama sormadan , ne halde olacağımızı düşünmeden aldılar seni benden İlayda'm ... Daha yaşayacağımız , yaşatacağımız çok şey vardı şimdi neredesin ?

Hadi bir tanem gel yanıma , tut ellerimden , gül yine gözlerimin içine bakarak . Biliyorum görüyorsun , duyuyorsun beni , bizi . Peki neden susuyorsun melek yüzlüm? Söyle neredesin ? Bende geleyim . Şimdi mezarının başında feryat etmektense al beni de yanına . Ama beni bir başıma hele de senin acınla bırakma beni İlayda'm , bir tanem , her şeyim ...

Hani sen gittin ya arkanda bizi , hocamıza verdiğin son sınav kağıdını , sıranı , anneni , babanı , kardeşlerini , kalemlerini , kitaplarını,  en çok da hayallerini yarım bırakıp gittin sen . Sana kal diyememek , sana dur diyememek çok acıtıyor canımı İlayda'm . Çok.

Ben şimdi her başıma gelen saçma , komik , önemli konularımı kime anlatacağım ? Elime her telefonu alışımda rehberde gezinirken sen geldiğinde ben o numarayı aradığımda neden açanı yok neden ?!

Şimdi nasıl devam edeceğim sensiz , bizsiz . Ama üzülme bir tanem , her şeyin bana emanet . Biliyorum şimdi bir yerlerden izliyorsun bizi , üzülme İlayda'm , üzülme güzel arkadaşım biz buradayız . Arkadaşların , ailen , hocaların tastamam ayaktayız .

Üzülme inci tanem üzülme . Yattığın yerde rahat uyu meleğim . Rahat uyu bir tanem . Çünkü biz hep yanındayız seni asla unutmayacağım , unutturmayacağım...

İyi uykular prensesim.

İyi uykular İlayda'm .

İyi uykular ...