30 Ağustos 2016 Salı

HER ŞEY...

İçimde derin bir yara.Kanayıp duruyor arada sızlıyor ama ne olduğunu hala çözebilmiş değilim.Neden kanadığını bilsem ilacını bulup bir şekilde tedavi edeceğim. Ama yok düşünüyorum düşünüyorum ne kanatanı ne de neden kanadığını bulabiliyorum.

Nedenini bilmediğim içimde kanayan yaraların kaynağını bulmak ve az da olsa hafifletmek için yine attım kendimi serin suların olduğu mavinin yanına. Şimdi de soruyorum sert, kızgın dalgalara "Bu içimdeki durmaksızın kanayan yara ne? Neden peşimi bırakmıyor ?" diye.

Dalgalardan aldığım cevapsa"Her şey sende saklı.Tüm gerçekler.Bu yaranın sebebi de ilacı da sende."

Tekrar döndüm kendime "Bendeyse neden bir türlü çıkartamıyorum söküp atamıyorum içimden?" Bekledim. Ne kızgın dalgalarım konuştu ne de ben. Bir an sessizliğe büründük ikimizde.

Aslında cevap belliydi de kendime söylemeye korkuyordum. Zaten bunca kayıplarım bu yüzden değil miydi? Arkama bakmadan korkup kaçtıklarım. Söyleyemeyip içime attıklarım.Halbuki kaçmak bir çözüm değildi veya susmak. Bundan nefret ettiğim halde  en çok yaptığım buydu.Akıl almaz bahaneler üretim kendimi kandırıp ,çevremdekileri de kandırdığımı zannetmem.

İşte bulmuştum kaynağını.. Şimdi sıra bunu kendime söylemekte,hemde içimden değil bağıra bağıra. Sert ve kızgın dalgalara doğru dile getiremediğim ne varsa defalarca defalarca söyledim.Başardım. Susmadım.İzin vermedim beni yutmasına. Kırdım kendime vurduğum zincirleri.

Susma.Her ne yaşarsan yaşa vurma kendine zincirleri , kapatma o renkli dünyanı.Bırak ne olacaksa iyisiyle kötüsüyle seninle olsun.İçten gerçek  olsun. Şimdi yaşayamadığın kaçırdığın her fırsat için bir kere bir kere daha söyle ve sonra dalgalar eşliğinde kahkahalarınla canlandır  siyah beyaz dünyanı.

Çünkü her şey içten bir gülümseme de saklı ...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder