18 Ağustos 2016 Perşembe

Korkma! Kendin ol!


Hayattan biraz uzaklaşıp, kendi hayatımızı bir başka gözle değerlendirmek gerekir. Hatalarımızın, umutlarımızın, düşüncelerimizin neden bu halde olduğunu ve neden bu haldeyiz gözlemlemek gerekir.

Çoğumuz kendimiz için değil başkaları için yaşarız. Onların istek ve arzuları üzerine hareket ederiz. "O ne der?, Acaba beğenir mi?" gibi sorularla bunaltıyoruz kendimizi.

Neden bir başkası için bunu yapıyoruz ki? Bizi üzdüğünü, yaşamımızı kısıtladığını bildiğimiz halde neden bu başkaları için yaşayış düşüncesi? Nereden geliyor bu kulak aşinalığı? Sizi bu hale getiren, bu kadar körelten şey nedir?

Bir an kendiniz için zamanı dondurun. Akmasın o süre, batmasın o güneş, akşam olunca sönmesin umutlarınız.Bir durup düşünün,"Ben kimim?" bu yaşıma kadar neler yaptım, söyledim, saçmaladım diye durup bir düşünün.

Ve sonra silkelenin, toparlayın ve kendinize "Bu ben değilim, daha fazlasıyım." "Beni kısıtlayını hayatımdan atmalıyım. " " Bu hayat benim, şartlar  beni ne kadar zorlasa da o şartlar dahilinde yine özgürlüğümün ve isteklerimin peşinden gideceğim.

" Yaşamaktan, düşüncelerinizi, yapacaklarınızı, özgürce ve düşünmeden yapmaktan korkmayın. En büyük kısıtlayıcı sizsiniz. Kendinizi yok saymanız, kendinizi sürekli ayna karşısında sorgulamanız, insanların düşüncesini önemsemeniz ve her gün güzelliğiniz için baktığınız o aynaya bir kez de kendi iç güzelliğiniz için bakmamanız.

Şimdi kalkın, bakın aynaya ve sorun kendinize:

"Ben kimim?, Ne için yaşıyorum?, Mutlu muyum?, Beni bu hale getiren ne?, Ne zaman bu hale geldim?, Neredeyim ve nerede olmak istiyorum? " gibi soruların cevaplarını bulun kendinizde.

Sonra kendinizin farkına vardığınız anda anne babanıza, sevgilinize, işinize sımsıkı sarılın.

Onlara" Seni seviyorum. "demekten, sarılmaktan korkmayın.

Çünkü sizi siz yapan onlar, canlarınız...


1 yorum: