15 Eylül 2016 Perşembe

KARANLIK GÜNÜN ARDINDAN

 
 
 
Terk edilmiş sayfalardan sonra şimdi de arkama bakmadan evimin , odamın kapılarını sertçe kapatıyordum . Hayallere daldığım ağacım , yıldızlarla sohbete dalıp , uyuyakaldığım geceler şimdi ise bomboş.

Bunca zaman yaşanılan , ders alındığı zannedilen , kabullenmesini bir türlü öğrenemeyip, her şeyin , sevginin , aşkın , paranın , solunan havanın daha fazlasını istercesine yapılan hatalar , göze batan davranışlar sanki hep çocuk bırakıyor , umudumu kaybediyordum.

O gün son hatamı yapıp , hayallerime emin adımlarla ilerlemenin verdiği huzuru yaşarken , bir an durup dilsiz duvarlarıma ve ayak yatağım olan pencereme bakıyordum .

Saklı dünyamda öfkemden çatlamış duvarlarım , gözyaşlarımla çamurlu hale gelen odam da kendi ellerimle güneş kadar sıcak , deniz kadar hareketli , yıldız kadar parlak hayatımı tek bir dokunuş ile siyah beyaza çevirip ,  etrafa yana yakına "Kurtarın beni!"diyordum.

Keşke şu duvarların görüp bildiklerini anlayabilsem. Denedim. Bir iki üç bıkana kadar denedim ve en sonunda hissettim.

Her karanlığın sonunda beni bekleyen sonsuz ışığımı bu sefer görüyordum . O an hayatımın hem bitiş hem de başlangıç noktasıydı . Ve ben bu dönüm noktamı kaybetmek istemeyip arada geçmişime baktığımda hatırlayacağım bir iz bıraktım.

O da sol ayağım...
 
 


5 yorum:

  1. Artık hangi bir yazını oveyim şaşırdım bu kadar güzel yazarken..💜💜 başarılarının devamının dilerim canımın ici💜

    YanıtlaSil
  2. Gayet başarılı olmuuuş. Gittikçe güzellesiyor inşallah böyle devam eder.👏

    YanıtlaSil
  3. Hocam zor bir tablo gerçekten güzel bir anlatım olmuş. Tebrikler

    YanıtlaSil